BOKS TARIHI
DÜNYA'DA BOKS SPORU'NUN TARİHİ
Antik Boks Dönemi
Antik Dönemde Boks
Boks sporunun kökleri antik döneme kadar uzanır. M.Ö. 3000 yılında Sümerler ve M.Ö. 2000 yılında antik Mısır'da yapılan kabartmalar, çıplak yumruk dövüşçülerini tasvir eder. Bu erken tasvirler, Boks sporunun oldukça eski bir geçmişe sahip olduğunu gösterir. 1927'de arkeolog Dr. E.A. Speiser tarafından Irak'ın başkenti Bağdat'ta keşfedilen Mezopotamya taş tabletlerinde, iki erkeğin ödüllü bir dövüş için hazırlık yaptığı görülmektedir. Bu tabletlerin yaklaşık 7000 yıl öncesine ait olduğu tahmin edilmektedir. Ayrıca, M.Ö. 1500-900 yılları arasında Minos ve Sardinya adalarına ait Boks eldivenlerine dair ilk kanıtlara rastlanmıştır.
Eski Yunan'da Boks
Homeros’un İlyada adlı eserinde (M.Ö. 675) Boks sporuna dair detaylı bilgiler bulunmaktadır. İlyada'ya göre, Miken savaşçıları Boks sporunu da içeren yarışmalarda zafer kazandıklarında büyük ödüllerle onurlandırılmıştır. M.Ö. 900 civarında yaşadığı tahmin edilen efsanevi Yunan kahramanı Theseus, ilk kurallı Boks müsabakalarını başlattı; bu müsabakalarda iki kişi yüz yüze oturarak yumruklarıyla dövüşüyordu ve dövüş, Boksörlerden biri diğerini öldürene kadar devam ediyordu. Spartalılar Boks sporuna katkıda bulunarak dövüşlere yeni bir şekil kazandırdılar. Boks, M.Ö. 688 yılında olimpik spor dalı olarak kabul edildi ve Pygme veya Pygmachia olarak adlandırıldı. Eski Yunan Boksörleri antreman için korykos adı verilen Boks torbaları kullanır, dövüşlerde kendilerini korumak için deriden yapılmış kemerler takar, ancak parmakları korumasızdı.
Eski Roma'da Boks
Eski Roma'da iki tür Boks vardı; biri Etrüskler'den kalma, diğeri ise gladyatör dövüşlerine dayanan türdü. Bu dönemde Boks sporuna olan ilgi oldukça yüksekti ve dövüşler genellikle ölüm veya ağır yaralanmalarla sonuçlanıyordu. Boksörler genellikle suçlular ve kölelerdi, ancak az sayıda özgür insan ve aristokrat da bu dövüşlere katılmıştır. Roma'da Boks o kadar popüler hale geldi ki, imparatorlar bile bu müsabakalara katıldı. Sezar ve Nero, bu müsabakaları desteklemişti. Ancak, M.S. 393 yılında Hristiyan Roma İmparatoru Theodosius tarafından olimpiyatlar yasaklandı ve M.S. 500'de Büyük Theodoric Boks'u Tanrıya hakaret olarak kabul ederek tamamen yasakladı. Bu yasak, Doğu Roma'nın büyük şehirleri dışında Boks'un devam etmesine engel olmadı. Ortaçağ boyunca Batı Avrupa'da Boks sporunun popülaritesi sürdü.
Modern Boks Dönemi
Broughton Kuralları (1743)
Batı Roma İmparatorluğu'nun çökmesinden sonra Boks belgeleri kayboldu. 18. yüzyılın başlarında İngiltere'de çıplak yumruklu Boks müsabakaları veya ödül dövüşleri tekrar popüler hale geldi. İlk çıplak yumruklu Boks müsabakası Londra'da 1681'de yapıldı ve Boks terimi ilk kez bu dönemde kullanılmaya başlandı. 1719 yılında James Figg, Londra'da bir ring kurarak dövüşler yapmaya ve dersler vermeye başladı. Ancak, ilk Boks müsabakaları yazılı kurallar içermezdi ve oldukça kaotik geçiyordu.
İlk Boks kuralları, ağır siklet şampiyonu Jack Broughton tarafından 1743 yılında tanıtıldı. Bu kurallar, Boks müsabakalarında ölümlü dövüşlerin önlenmesini amaçlıyordu. Broughton Kuralları'na göre, yere düşen Boksör 30 saniye içinde yeniden dövüşmeye başlamalıydı. Ayrıca, yere düşen Boksöre yumruk atmak ve belden aşağıya sarılmak yasaklandı. Broughton, gösteri maçlarında kullanılan ilk Boks eldivenini de icat etti.
London Prize Ring Kuralları (1838)
1814 yılında Londra’da kurulan ilk Boks kulübü, Boks müsabakalarını düzenlemeye başladı. 1838'de yazılan London Prize Ring Kuralları, dövüşlerin nasıl yapılacağını belirledi. Bu kurallar şunları içeriyordu:
-
Dövüşler, 7.3 metrekarelik bir ringde yapılacak.
-
Bir Boksör yere serilirse, 30 saniye içinde yeniden kalkarak dövüşe devam edebilecekti.
-
Isırmak, kafa atmak ve kemerin altına vurmak faul olarak kabul edilecekti.
Bu kurallar, James Deaf ve Williams Bendigo'nun maçında uygulandı.
-
yüzyılda, Boksun meşruluğu konusunda şüpheler vardı ve İngiltere’de Boks yasaklanmıştı. Amerika Birleşik Devletleri’nde ise Boks müsabakaları sıkça polis tarafından basılıyordu. Bu müsabakalar genellikle kumar oynanan yerlerde yapılıyordu ve Boksörler üzerine bahis oynanıyordu. Bu dönemde Boks, kaotik bir ortamda gerçekleştiriliyordu, ancak eldivensiz şampiyonlar dövüş taktiklerini geliştirerek sporu yaygınlaştırdı.
Marquess of Queensberry Kuralları (1867)
1867 yılında Marquess of Queensberry kuralları, John Chambers tarafından Londra’da hafif siklet, orta siklet ve ağır siklet amatör Boks şampiyonaları için taslağı hazırlandı. Bu kurallar, Marquess of Queensberry'nin sponsorluğunda yayımlandı ve bu isimle anıldı. Queensberry Kuralları, modern Boksun şekillendirilmesinde önemli bir rol oynadı.
Kurallar şunları içeriyordu:
-
Dövüşler, 24-foot metrekare bir ringde yapılacak.
-
Raundlar 3 dakika sürecek ve her raund arasında 1 dakikalık dinlenme molası verilecekti.
-
Bir Boksör yere düşerse, 10 saniye içinde maça devam edebilmeliydi.
-
Güreş ve belden sarılma yasaklandı.
Bu kurallarla birlikte eldivenler de standart hale geldi, böylece darbelerin şiddeti azaldı ve Boks maçları daha stratejik bir hale geldi. Queensberry Kuralları altında ilk dünya ağır siklet şampiyonu, 1892'de John L. Sullivan'ı yenen ‘Gentilmen Jim’ lakaplı Corbett oldu.
20. Yüzyılda Boks
-
yüzyılın başlarında, Boks sporunun popülaritesi hızla arttı. Tex Rickard gibi etkili sponsorlar, bu dönemde Boks sporunu destekledi. Jack Dempsey gibi efsanevi şampiyonlar, Boksun yaygınlaşmasında önemli rol oynadılar. Ayrıca, Boksun kurallarını düzenleyen ve evrensel şampiyonları tanıyan çeşitli Boks komisyonları kuruldu.
Radyo ve televizyon teknolojisi, Boks sporunun dünya genelinde yayılmasına yardımcı oldu. 1975 yılında Muhammed Ali ve Joe Frazier arasındaki "Rumble in the Jungle" maçı milyonlarca kişi tarafından izlendi ve büyük bir popülarite kazandı. 1990'lı yıllarda internetin de etkisiyle Boks hakkında bilgi edinmek daha kolay hale geldi.
Olimpiyatlarda Boksun Önemi
Boks, modern Olimpiyat Oyunları'nın ilk yıllarından itibaren önemli bir spor dalı olarak kabul edilmiştir. Boks, 1904 St. Louis Olimpiyatları'ndan itibaren sürekli olarak Olimpiyat programında yer aldı ve bu süreçte sporun evrensel anlamda yayılmasına önemli katkılarda bulundu. Olimpiyatlarda Boks, amatör sporcuların uluslararası arenada kendilerini göstermeleri için bir platform sağladı. Bu turnuva, sporcuların yeteneklerini sergilemesi ve dünya çapında tanınmaları için önemli bir fırsattır.
Olimpiyat Boksu, Boks sporunun standartlarını ve etik kurallarını belirleyerek sporun temiz ve adil bir şekilde oynanmasını sağlamayı amaçlar. Olimpiyat kuralları, sporcuların güvenliğini ve müsabakaların düzenini ön planda tutar, bu da Boksun uluslararası alandaki saygınlığını artırır. Ayrıca, Olimpiyat Boksu, genç yeteneklerin keşfedilmesi ve sporun küresel düzeyde tanınması açısından kritik bir rol oynar.